Gökçeada’nın eski adı İmroz’dur ve ”çorak topraklarda bereket tanrısı” anlamına gelmektedir.Kısa bir gemi yolculuğundan sonra Kuzulimanı’na ulaştığınızda karşınıza çorak topraklar çıktığında genelde Ada’ya ilk gelenler hayal kırıklığına uğrar ama unutmayın ki bir ada uzun süre ayakta kalabilmesi için asıl yerleşimi, güzellikleri ve gizemi içerlerde saklamıştır. Adanın en eski yerleşim yerleri olan Rum köyleri nostaljik havaları ile etkileyici mekanlar. Ara sokaklarında dolaşmak yüzyıllar öncesinden gelen bir hikayeyi dinlemek gibi büyülüyor insanı.
Gökçeada, ilçe merkezi ve 9 köyden oluşmaktadır. Bu köyler: Kaleköy, Tepeköy, Uğurlu, Eski Bademli, Yeni Bademli, Eşelek, Zeytinliköy, Şirinköy ve Dereköy’dür.
Gökçeada’ya deniz yoluyla geldiğinizde Kuzulimanı’na ulaşırsınız. Bu liman ulaşım amacı yanında deniz turizmi için de kullanılmaktadır. Kuzulimanı, şehir merkezine 7 km. uzaklıktadır. Buradaki karayolun arkasındaki ağaçlıkların içinde olan şelale harika bir yerdir.
Keleköy’den, Kuzulimanı sahil kesimine bir patika yolla yaya olarak ulaşmak, sizlere unutulmaz bir haz verecektir. Buradan geçerken Yıldızkoy, Mavikoy ve Yelkenkaya’yı görebilirsiniz. Yüksek tepelerden Saroz Körfezi, tüm güzelliği ile karşımıza çıkar.
Kuzulimanı’na varmadan bir balık çiftliği ile de karşılaşırsınız. Bu çiftlikten sonrada Kaşkaval’da Peynir Kayalıkları adı verilen deniz dalgalarının biçimlendirdiği, ilginç bir kaya yapısını görebilirsiniz. Fotoğraflar bölümünden burayı inceleyebilirsiniz. Ayrıca size bir sürprizimiz daha var; bu sahil kesimi Türkiye’nin ilk ve dünyanın en güzel Sualtı Milli Parkı’nı oluşturmaktadır. Gökçeada Sualtı Milli Parkı, balık çeşitliliği açısından Dünya’nın en iyi yeridir. Bu bölgede çok değişik balık çeşitleri yanında Akdeniz Fokları da yaşamaktadır. Bu park da çok miktarda sualtı (sıcak ve soğuk) kaynak suyu çıkmaktadır ve sayısı bilinmeyen sualtı mağaraları bulunmaktadır.
Adanın güney kısımlarına doğru yol aldığımızda, burada yerleşim yeri olarak sadece bir iskan köyü olan Eşelek karşımıza çıkar. (Merkezden 10 km.) Buraya varmadan bir baraj gölüyle karşılaşırız. Eşelek’i geçtiğimizde de uçsuz bucaksız koylarla karlılaşırız ve koylar sahil ve deniz temizliliğinde Türkiye’nin en iyisidir ve mavi bayrak almaya adaydırlar. Aydıncık (Kefaloz), Güzelcekoy, Kokina vb. Aydıncık göletinin sağ tarafına düşen vadi (Raksodos Vadisi) bir doğa harikasıdır ve manzarası harikadır. Güzelcekoy Çanakkale Boğazına bakar ve güneşin doğuşu burada en iyi şekilde izlenebilir.ylarla karlılaşırız ve bu
Kefaloz ve Güzelcekoy mevki I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin deniz ve kara üssü idi. Türk gemileri burada bulunan donanmayı doğal limanda demirliyken batırdı. Bu zamandan kalma batıklara su üstünden de, su altından ulaşabilirsiniz. Ayrıca burada içme suyu için İngilizler bir baraj inşa etmişlerdi.
Aydıncık’da (Kefaloz) yine Tuz Gölüne girerek çamur banyosu yapıp cildinizi güzelleştirebilirsiniz. Eklem, romatizmal, cilt ve börek rahatsızlıklarınıza deva bulabilirsiniz.
Ada’nın batısına yol alınca 3 km. uzaklıktaki Zeytinliköy’e ulaşırız. Burası eski Rum köyüdür. Burada kilise gezilmeye değerdir ve dibek kahveleri meşhurdur. Buradan bir “dibek kahvesi” içmeden Ada’dan gidilmez.
Burayı geçince, baraj gölüyle karşılaşırız, (4 Km.) burası Gökçeada’nın içme ve kullanma suyunu karşılar. Bu göleti altından kaynayan sular besler. Bu baraj gölünde 40 kg. mı geçen Aynalı Sazanlar yaşamaktadır.
Baraj göletinin üst tarafında yine bir eski Rum köyü olan Tepeköy‘le (13 Km.) karşılaşıyoruz. Burada tarihi çınar bulunmakta ve güzel bir mesire yeri oluşturmaktadır. Tepeköy’den içerlere doğru gidildikçe, su değirmenlerini, tepe yamaçlarında sayısı belli olmayan rüzgar değirmenlerini görebilirsiniz. Buranın kilisesi ve mezarlığı görülmeye değer yerlerdir.
Batıya doğru devam ettikçe, eski bir Rum köyü olan, Dereköy (18 Km.) ile karşılaşıyoruz. Buranın tarihi evleri de görülmeye değer. Burası bir zamanlar Türkiye’nin en büyük köyü olma özelliğine sahipti. Bir hatırlatmada yapalım gerçekten doğal kaynak suyu içmek istiyorsanız buraya uğramadan geçmeyiniz. Dereköy’de tarihi bir çamaşırhane de bulunmaktadır.
Dereköy’den ileride iskan köyleri olan Şirinköy ve Uğurluköy‘le (28 Km.) karşılaşıyoruz . Uğurlu’nun plajları deniz turizmi açısından önemli bir öneme sahiptir. Burada da Ada’nın önemli konaklama yerleri mevcuttur. Burası aynı zamanda Türkiye’nin en batısındaki yerleşim yeridir. Türkiye’de güneş en son burada batar. Güneşin batışını izlemek burada ayrı bir keyif verir.
Ada’yı gezerken her yol kenarında kaynak sularıyla karşılaşırsınız. Buraların çoğunda mesire yerleri de bulunmaktadır. Bazılarında yaklaşık 500-700 yıllık ulu çınarlar bulunmakta ve bunların altında da mutlaka doğal kaynak suları çıkmaktadır.
Kış aylarında Marmaros’ta (25 Km.) çağlayanı gezebilirsiniz. Yaz aylarında su seviyesi düştüğü için asıl güzelliği kışın ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Marmaros’da çam ormanlarıyla sahil içiçedir. Buradan batıya doğru sahil kesiminden yol aldığımızda Gizli Liman’a ulaşırız. Burası herhalde Dünyanın el değmemiş tek kumsalıdır. Yaklaşık 750 mt. lik sahil şeridinde hiç bir yapı yoktur, tamamen bakirdir.
En çok bulunabilecek şey doğal katkısız Ada zeytinyağıdır. Ada kekiği ve adaçayı da alabilirsiniz. Ev yapımı Ada şarabı, yine zeytinyağlı sabun, salça, pekmez, köy peyniri, şifalı bitkiler, kekik ve çam balı, ve Ege balıklarının en iyilerini alabilirsiniz.
Gökçeada denizi,Türkiye’nin en temiz denizlerinden biri olarak,hem yüzmek hem de dalış yapmak i.in idealdir.Adanın etrafında denize girilebilecek çok sayıda bakir koy bulunmaktadır.Dalış yapanları ise zengin bir sualtı beklemektedir.Gökçeada’nın Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ayları deniz turizmi açısından en elverişli aylarıdır. Deniz ve hava sıcaklıkları buna uygundur. Bir hatırlatma da yapalım, rüzgar hangi yönde esiyorsa ters istikamette deniz dalgasız, akıntısız bir durumda olur. Rüzgar istikametli yerler ise yelken, sörf gibi sporlara meraklılar için idealdir. Gökçeada rüzgarlı iklimi ve kendine özgü coğrafik yapısı sayesinde sadece Türkiye’nin değil dünyanın önde gelen sörf merkezlerinden biri olmaya aday.
Ada’mızı çepeçevre (95km.) saran sahil şeridi, irili ufaklı kumsallara sahiptir. Şu an pek çoğu bakir bir durumda olan kumsallar, dünyanın en temiz sahilleri olarak bilinmektedir. Aydıncık, Gizli Liman, Yuvalı, Uğurlu, Pirgos, Lazkoyu, Kuzulimanı, Sualtı Milli Parkı’nın da içinde bulunduğu Yıldızkoy, Mavikoy, Yelkenkaya en önemli plajlarıdır. Güney sahilleri ipek gibi kum, kuzey sahilleri çakıllıdır. 30 km. uzunluğundaki Ada’nın 27 km.lik bölümünde denize girilebilir.